Salih Sinirlioğlu caddemizin trafiğe açılması için ciddi bir baskıyla karsı karşıya kaldıklarını belirten Başkan Dede, şöyle konuştu:

“Gelinen noktada çocukların top oynadığı, bisiklet sürdüğü, siz kıymetli kardeşlerimin rahat dolaşarak alış veriş yaptığı, gezdiği dolaştığı, engelli kardeşlerimin de hiçbir engele takılmadan şehrimizin en işlek caddesinde özgürce hareket edebildiği ve ihtiyaçlarını karşıladığı  Salih Sinirlioğlu caddesini araç trafiğine açmak zorunda kaldık”

Bir kararla, bir imzayla, bir masadan çıkan sesle; bütün bu seslerin bastırılmak istendiğine vurgu yapan Dede, “Belediye Başkanlığı görevini bana verdiğiniz günden bugüne dek hiçbir hemşerimi birbirinden ayırmadan mutlu etmeye, hep beraber yasadığımız Görele'mizi geliştirmeye ve güzelleştirmeye çalıştım. Bizim tek çabamız güzel memleketimizi rahat, huzurlu, refah yasam alanları bulunan essiz bir memlekete dönüştürmeye yöneliktir” dedi.

Caddenin trafiğe kapatıldığı günden bu yana toplumda oluşturduğu sosyal ve duygusal dönüşüme vurgu yapan Başkan Dede, “Burası sadece bir cadde değildi, bir hayat alanıydı” dedi.

Caddenin araç trafiğine açılması kararının belediye dışında alınan bir karar olduğunu belirten Dede, “Bazı yollar arabalarla değil, birlik duygusuyla açılır. Bazı caddeler taşla değil, umutla döşenir. Salih Sinirlioğlu Caddesi'ni çocukların oynayabildiği, engellilerin rahatça ilerleyebildiği, yaşlıların dinlenebildiği, esnafın tebessümle gün açtığı bir yaşam alanı haline getirdik” dedi.  

Caddenin trafiğe kapatılması kararının halkın %80'inin desteğiyle alındığını, Karadeniz Omurilik Felçlileri Derneği öncülüğünde 2.850 imza toplandığını hatırlatan Dede, “Bu karar bizim dışımızda, irademizin ötesinde, vicdanın uzağında bir karar. Alınan yeni karar halkın iradesini yok saymaktır” dedi.

Caddeyi yeniden halkın ayak seslerine açacaklarını ifade eden Dede, şunları kaydetti:

“Bankları sökebilirsiniz ama umutları sökemezsiniz. Çiçekleri kaldırabilirsiniz ama hayalleri kaldıramazsınız. Bir caddenin üzerinden geçebilirsiniz ama halkın iradesinin üzerinden geçemezsiniz. Yarın orada araçlar geçecek belki, ama biz yarın daha büyük bir inançla, hukukun ve halkın gücüyle o caddeyi yeniden halkın ayak seslerine açacağız. Biz vazgeçmeyeceğiz ne inancımızdan, ne sözümüzden, ne halkımıza verdiğimiz o büyük sözden…”